Yeni Medya ve İnternet · 14/05/2017

Türkiye’nin interneti: Gözetim toplumunda bilgi sansürü

İnternet yaşamdır. Özgür internet de özgür bir toplumsal yaşamın ön koşuludur. Henüz evriminin başında bir teknoloji olsa da ‘internet’ tüm dünyada politik, ekonomik ve toplumsal alanlardaki derinden etkileriyle şimdiden hayati bir öneme sahip. Bunu en çok da Türkiye gibi ülkelerde yakından deneyimleyebiliyoruz; fakat maalesef pozitif değil, negatif etkileriyle.

Dünyanın farklı noktalarındaki insanların bilgi paylaşımlarını anlık hale getiren internet, aynı zamanda kolektif bilgi alışverişini sağlayan birçok platformun da ortaya çıkmasını sağladı. Bilimsel-kültürel-toplumsal bilgiye sınırsız, ücretsiz ve özgür erişim, en doğal insan haklarından biri ve internet teknolojisi de bunu mümkün kılma gücüne sahip. İnternet bugün bilgiye ulaşım, bilgiyi işleme ve bilgiyi yayma açısından insanlık tarihinin en geniş platformu ve on binlerce yıllık medeniyet birikiminin kütüphanesi durumunda. Bir toplumun gelişmişliğinin ve demokrasisinin ölçütü, bilgiye özgürce ve evrensel haklar çerçevesinde erişebilmesidir. Kültürel ve teknolojik gelişim de, kamu yararı için çok sesliliğin olduğu ve toplumsal kesimlerin bu çok sesliliğe özgürce katılabildiği bir ortamda gerçekleşebilir.

Ancak Aaron Swartz’ın da vurguladığı gibi “Bilgi güçtür ve bunu kendi ellerinde tutmak isteyenler var.” İnsanlık tarihi boyunca bazı iktidarlar sansürü, bilgi paylaşımını engellemenin ve bilgiyi denetimden kaçırmanın yolu olarak görmüştür. Ülkemizde de günden güne iktidar eliyle artan yasakçı ve sansürcü anlayış, bizi gelişmiş medeniyetlerden ve insanlığın en önemli birikimi olan temel hak ve özgürlükler üzerine kurulu bilgi toplumlarından gittikçe uzaklaştırıyor. İnternetin sansürlenmesi, web sitelerinin kapatılması, internet ortamında ifade özgürlüğünün engellenmesi, bölgesel internet kesintileri ve bunların denetlenemez olması kabul edilir şeyler değil. Bugüne kadar birçok dosya paylaşım sitesi, e-posta servisleri, bulut hizmetleri, sosyal medya siteleri tümden engellendi, erişimlerine kısıtlama veya yavaşlatma yapıldı. Bu hak ihlallerinin son örneğinde de “Özgür Ansiklopedi: Wikipedia”daki 2 içerik yüzünden 40 milyondan fazla içerik engellendi. 

WIKIPEDIA’YI YASAKLAMAK, KİTAP YAKMAKLA EŞ DEĞERDİR!

Dünyanın yüzlerce dilde konuşan en büyük çevrimiçi ansiklopedisi olan Wikipedia’ya erişim ülkemizde 29 Nisan 2017’de engellendi ve engelleme halen devam ediyor. Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK), Wikipedia’ya Türkiye’den erişimin engellenmesiyle ilgili 27 Nisan’da yaptığı açıklamada, Türkiye’nin “terör örgütlerini” desteklediğini belirten içeriklerin tüm girişimlere rağmen Wikipedia’dan çıkarılamadığı için sitenin tamamına tedbir uygulandığını belirtti. BTK bu kararı alırken 5651 Sayılı Kanun’un 8/A (1) maddesi dayanak gösterdi. Halbuki 5651 sayılı kanunu savunanlar “Bundan sonra site tümüyle kapatılmayacak, sadece URL engeli yapılacak” diyordu. Torba yasayla düzenlenen bu kanuna yönelik eleştirilere BTK Eski Başkanı Tayfun Acarer, internette kişilik hakları ve özel hayatın gizliliğinin ihlalinin engelleneceğini belirterek, “Artık site kapatma yok, sadece içerik siteden çıkarılacak” demiş ve internetin otoriter bir zihniyetle sansürcü bir denetleme ve engelleme anlayışının olmayacağını vurgulamıştı. 1 Fakat böyle olmadığını, URL engellerinin yanı sıra, kanun çıktığından beri çok sayıda internet sitesinin gerçekçi olmayan bahanelerle tümden engellendiğini görüyoruz. 

WIKIMEDIA VAKFI, YENİDEN ERİŞİM TALEP EDİYOR

Wikimedia Vakfı Genel Müdürü Katherine Maher, engellemeyle ilgili şu açıklamayı yaptı: “Dünya genelindeki gönüllü editör topluluğunun oluşturduğu ansiklopedi maddelerinin özgürce paylaşılmasının şiddet ve nefrete dayalı bir gündemin desteklenmesi şeklinde yanlış yorumlanabilmesinden dolayı derin bir endişe duyuyoruz. Bir yanlış anlaşılma olduğuna inanıyoruz. Vikipedi’nin amacı, ansiklopedik bilgileri dünyayla paylaşmaktır. Wikimedia Vakfı olarak biz, tartışmasız bir biçimde terörizmi lanetliyor ve reddediyoruz. Wikimedia Vakfı, Türk halkının Vikipedi’ye tam erişimini iade etmesi ve yeniden dünyanın en büyük özgür bilgi kaynağında pay sahibi olmaları konusunda onlara olanak sağlaması için Türk hükûmetine çağrıda bulunmaktadır. Şu anda Türk mahkemeleri aracılığıyla bu karara itiraz etmenin uygun yollarını değerlendirmekteyiz.” Maher ayrıca Vikipedi engellemesinin kaldırması için Türk hükûmetine yaptıkları çağrıya (#UnblockWikipedia) katılım desteği bekliyor.

BTK gibi kurumlar maalesef ülkemizde interneti kontrol etme yetkisini ellerinde bulunduruyor. Erişim engellemesi yapmak için tüm Türkiye’nin internet trafiği denetleniyor, gözetleniyor ve hatta kayıt altına alınıp saklanıyor. Dijital ortamlardaki kültür eserleri paylaşımlarıyla ilgili hazırlanan Telif Hakları Yasa Tasarısı’nda da internet kullanıcılarının kişisel verilerine dair gözetimi meşrulaştırma çabalarına rastlıyoruz. Eser sahiplerinin lehine değil de yapımcı ve dağıtımcı şirketlerin menfaatlerine göre düzenlenmeye çalışan bu yasa tasarısı da ülkemizdeki dijital dönüşümün insan haklarından uzaklaşarak gerçekleştirilmesi tehlikesini gözler önüne seriyor.

100 yaşına yaklaşan Türkiye, insanları bir üst medeniyet seviyesine çıkarma potansiyeli olan internet teknolojisinin bu şekilde kullanılmasını hak etmiyor. Dünyanın ekonomik ve toplumsal alanlarda dijital dönüşümü yaşadığı son yıllarda, artan bir ivmeyle internet yasakları Türkiye’de günlük yaşantımızı, üretimimizi ve diğer toplumlarla ilişkimizi kötü bir şekilde etkiliyor. 

Birçok insan hakları kuruluşu gibi biz de Korsan Parti Hareketi olarak vurgulamaktan vazgeçmiyoruz: İnternet, bilgi ve kültür başlıca insanlık haklarındandır, hiçbir kurum ve kişinin mülkünde değildir ve tamamen özgür bırakılmalıdır. İnternet toplumun kendisidir, arenasıdır, bireylerin kendini gerçekleştirdiği ve ifade ettiği üretim alanları ortaya koyar. Dünyada milyarlarca kullanıcısı olan bu iletişim teknolojileri ve medya araçları kamusal alanda fayda sağlar. 

Cumhuriyet’in kuruluşundan günümüze haklar ve özgürlüklerin artması, yasaların daha da demokratikleşmesi ve ifade özgürlüğünün daha da artması gerekirken, bizi Osmanlı Devleti’nin Meşrutiyet döneminden daha da geriye götüren uygulamalar ve anlayışların ülkemize geri dönüşü olmayan zararlar vereceğini düşünüyoruz.


http://t24.com.tr/haber/btk-baskani-acarer-artik-site-kapatma-yok-sadece-icerik-siteden-cikarilacak,248885

Bu yazı Deniz YENİHAYAT, Mehmet Şafak SARI ve Arda ÇETİN tarafından yazılmış ve ilk olarak bu linkte Evrensel Gazetesi‘nde yayımlanmıştır.