Kişisel veri gizliliği, kişisel mahremiyet ve dijital haklar konusunda kabus gibi bir yılı geride bıraktık. Dünya ölçeğindeki gelişmeler ve gözetleme teknolojilerinin yaygınlaşması geleceğimize dair endişeleri daha da artırıyor. Fakat tüm bunlara rağmen bu gelişmelere karşı direniş odakları oluşmakta. Özellikle kamusal alandaki yeni yasal düzenlemeler ve kullanıcı topluluklarının karşı gözetime karşı geliştirdiği yazılımlar ve protestolarla dolu bir yılı da geri bıraktık aynı zamanda.
Kişisel veri ve gizlilik ihlalleri 2018’de arttı. Facebook ve Google gibi büyük teknoloji şirketlerinin kullanıcı verilerini koruyamadıkları için ciddi eleştiriler aldı ve dünyanın bir çok yerinde hukuki süreçler başlatıldı. Ayrıca neredeyse tüm sektörlerde büyük veri ihlalleri ve sızıntıları yaşandı.
Cambridge Analytica skandalı, kullanıcı verilerinin toplanması üzerinden para kazanılmasına dayanan iş modellerinin, dijital rekllamcılık modelinin hizmet verdikleri kullanıcılara ciddi sosyal, siyasal ve ticari zararlar verdiğini gösteriyor. Hatta Facebook’un bu konuda geleceğe yönelik de çok iştahlı olduğunu bilinmekte. Bu skandal ve 2018’deki gelişmeler, bir çok internet kullanıcısı için servisi kullanma veya mahremiyetinden vazgeçme arasında kararsızlıklara neden oluyor.
Yeni düzenlemeler, yönetmelikler, soruşturmalar
2018, tüketici verilerinin gizliliğinin korunmasını arttırmak için AB’nin Genel Veri Koruma Yönetmeliği’nin (GDPR) yürürlülüğe girdi. Bu eğilim ABD’deki diğer ülkelere ve bireysel ülkelere yayıldı. ABD’de yürürlülüğe giren Kaliforniya Tüketici Gizliliği Yasası, kullanıcı bilgilerini toplayan şirketlerin, bu verileri daha sorumlu bir şekilde kullanmalarını ve tüketicilere yönelik veri kullanımında şeffaflık sağlamalarını gerektiren en katı devlet düzeyindeki korumalardan biri. Bu süreç içerisinde Google’ın CEO’su Sundar Pichai ve Facebook’un kurucusu Mark Zuckerberg, şirketlerinin veri uygulamaları ile ilgili soruları yanıtlamaları için ABD Kongresi tarafından çağrıldı. Hatta Zuckerberg Avrupa Birliği tarafından da soruşturuldu.
Çok gecikmiş olsa da, düzenleyici kurumların politikalardaki bu değişim, gizlilik koruması yetersiz olan ve kişisel verileri kullanmak için harekete geçecek şirketleri zorlayacaktır. Kişisel veri gizliliği ve mahremiyeti korumak, lüks olmaktan ziyade varoluşsal bir gereklilik olacaktır. Geliri ve büyümesi kullanıcı verilerinin kullanımına dayanan teknoloji şirketlerinin büyük çoğunluğu umuyoruz ki yeni gizlilik koruma çözümlerine uyacaklar.
İnternet kullanıcıları kişisel verilerine sahip çıkıyor!
2018, kişisel verilerin koruması konusundaki yetersizliği ortaya çıkmasına rağmen, internet kullanıcılarının gün geçtikçe kişisel verilerini korumak için belirli bir farkındalığa ulaşmasına neden oldu. Aynı zamanda birçok kişi, verisinin satılması veya kötüye kullanılması endişesiyle, birçok şirketin ürün ve hizmetlerini kullanmaktan vazgeçti.
Bu eğilimin işaretlerinden biri de #DeleteFacebook gibi kampanyaların yayılmasıydı. İnternet kullanıcıları, verilerini kötüye kullanan şirketleri protesto etmeye başladı. Hatta ne gariptir ki, Apple CEO’su Tim Cook bile, gizliliği “temel insan hakkı” olarak nitelendirdi.
İnanıyorum ki 2018 yılındaki gelişmeler, 2019 yılında da internet kullanıcılarının bilgi güvenliği ve kişisel verilerinin korunması konusunda haklarını artarak talep etmesini sağlayacak ve kişisel verilerimizi kontrol etmek isteyeceklerin canını sıkacak ve umuyorum ki kullanıcılar mahremiyetimizi reddeden hizmetleri kullanmayacaklar.
2019 umarım özgür yazılım projelerinin daha fazla desteklendiği, geçmişteki sorumsuz iletişim politikalarının daha çok kamu yararını gözettiği ve dijital güvenlik konseptinin tüm yazılım ve donanım üretiminde öncelikli olarak ele alındığı bir yıl olur.